29 Mart 2017 Çarşamba

Beklenen gelişme.

Böyle giderse satın almak istediğiniz yemeklerin önceden internet üzerinden tadına bakabileceksiniz. Şu an için içeceklerin RGB ve ph değerlerini sensörlerle karşıya iletme olayı üzerinde duruyorlar. Harika.


12 Mart 2017 Pazar

Bir şiir.

Karşımdasın işte... 
Bana bakmasan da oradasın, görüyorum seni. 
Ah benim sevdasında bencil, yüreğinde sağlam sevdiğim. 
Kalbime gömdüm sözlerimi, ceset torbası oldu yüreğim. 
Tıkandığım o an, 
Elimi nereye koyacağımı şaşırdığım o an işte, 
Aklımdan o kadar çok şey geçti ki takip edemedim. 
Ellerim boşlukta, ben darda kaldım. 
Ellerim buz gibi, ben harda kaldım. 
Bir senfoni vardi kulağımda çalınan, 
bitti artık hepsi... 


Köşeme çekildim, hani hep kaldığım köşeme. 

Bakış açım belli oldu yine. 
Geride kalan, ardından bakar gidenlerin. 
Bir meltem olacak rüzgarim dahi kalmadı benim. 
Dağlara çarptım her esişimde. 
Yollara küfrettim her gidişinde. 


Demiştim sana hatırlarsan: 

"Önemli olan 'zamana birakmak' değil, 
'zamanla bırakmamak'tır.." 
Simdi bana, geçen o zamanın 
Unutulmaz sancısı kalır 

Gittigim eğer bensem, söyle bana kimden gittim? 

Sende yoktum zaten ben, ben yine bende bittim... 

Nazım Hikmet Ran 



11 Mart 2017 Cumartesi

Kejeeeee

Şu sıralar Türk Filimleri'ne yönelmiş durumdayım. Hemşo'yu, Salkım Hanım'ın Taneleri'ni izledim. Gönül Yarası'nı, 35 yıl uğruna tek kelam etmeyen Keje'yi, uyuşturucu satıcısının borcuna değişen(burası abartı mizah) Eşkiya'yı da. Tabi ki Devrim Arabaları'nı da. Ve daha 10'larcasını.. Sıkıntı şu ki; özellikle 2000'den sonra gözle görülür, kalple hissedilir bir düşüş var. Hikayeler çok sıradan yıllardır dediğim: " ilk seansta düşman( düşman derken kanlı bıcaklı değil) , sonraki seanslarda dost sonrasında tekrar düşman daha sonra eğer bu karakterler erkekse kardeş çıkıyorlar , biri bayan biri erkekse ya kardeş oldukları belli oluyor ya da evleniyorlar hep bi kısır döngü. Veeee SON! Komedi desen enseye tokat seviyelerinde. Bilim kurgu desem , yok ona hiç değinmeyeyim.

Ricam; Ne olur 2000 öncesine dönelim film sektöründe. Hatta 1950-60 yıllarına.

+10 gelirse bu yazıma devam ederim.

Boyu ile gölgesi arasındaki boy farkı azaldıkça yüzündeki manası belirsiz, tuhaf ve tedirginlik verici son derece telaşlı haliyle yanıma yaklaştı ve soluk soluğa  :" Irmağın öteki tarafında sarı saçlı, 10 yaşlarında, kırmızı kazaklı, yanakları al al, mavi pantolonu yamalı, erkek çocuğu gördün mü?" diye sordu. Telaşı göz bebeklerinden kalbime işledi.
" hayır" dedim. Başka da birşey diyemedim. Sustum. Adama baktım belli ki ya torunu ya da oğlu, yeğeni, öğrencisi, komşusu bir an bu kadar detaylı düşünmemem gerektiğinin mantıklı olabileceğini düşündüm. Ne yapılması gerekiyorsa yapılmalıydı. Belki de sakin olmam gerekiyordu en azından. Yüzüne baktığımda dünyası yıkılmış adamı teskin etmem gerekiyordu ama onun yüzüne her baktığımda imkansızlaşıyordu bu durum. Sokak lambalarının ışığı gün ışığının aydınlanmasına karşı mücadale edemeyecek yoğunluğa ulaştığı saatlere doğru yaklaşıyordu vakit. Adam benden umudunu kesmiş olmalı ki yoluna devam etti, ben de arkasından. Her seslendiğimde  beni duymamazlıktan geliyor ve yoluna devam ediyordu. Dünden kalmış yağmur suyuna inat hızlı adımlarla önüne her gelene soruyor , her kuytu köşeye bir umut bakıveriyordu. Bu arayış beni daha çok meraklandırıyor sorularım ardı ardına  sıralanıyordu ama nafile.

10 Mart 2017 Cuma

Yalnız değilmişim AHAHAHHAHA

Bu sefer ki konum benim de aralarında olduğum "Şişme Mont" sevdalıları olarak bu konu ile alakalı bir festivalin(!) olduğundan şimdi haberdar oldum. Şaşırdım, heyecanlandım bi o kadar da hunharca güldüm. Buyurun videoyu izleyin. :)))))) Anlayamazsınız.

İnsanları mı robotlaşıyor yoksa robotlor mı insanlaşıyor ???

İnsana has özelliklerle robot üretimi mi? yoksa insanların robotlaştırılması mı daha tehlikeli/avantajlı bilinmez ama bu buluş yine yakın gelecekte deri altına kıldan ince chiperle 24 saat vücut sağlık raporlarını ilgili doktora ulaştıracak. yani sen ağrını hissedip hastaneye gidene kadar vücuduna entegre edilmiş chip senin kan ölçümü, ateşini vs test edip ilgili doktora ulaştırmış olacak. Hatta ilaç tedavisi mümkünse kargo ile ilacını bile kapında bulabileceksin.

İşte bu dediğim geleceğin teknlojisi

Beni en çok heyecanlandıran yakın geleceğin teknolojisi 3D yazıcıları. Elbiselerinizi, takılarınızı , yemek yediğiniz kabı üretebileceksiniz. Nasıl ki şimdi evlerimizde yazıcıdan yazdırdığımız yazılı ve görsel metinler elde biliyorsak bundan sonra istediğiniz tasarımları yapıp üretebileceğimiz bir nevi "atölye evlerimiz" olacak.. Alışveriş merkezlerinin tamamına yakını sadece internet üzerinden tasarım vs satan bilişim marketlere dönüşecek. Ve bununla birlikte artık sağlık sektöründe de peş peşe şaşırtıcı gelişmeler yaşanacaktır.

Şu sıralar organ yazdırma popüler :p